Kaygılara ilaçsız çözümler

Kaygı ve Kaygı Bozukluğu: İlaçsız Çözüm Yolları

Kaygı, yaşamın doğal bir parçası olup insanları maddi sıkıntılar, ailevi sorunlar, hastalıklar ve sınavlar gibi durumlar karşısında endişeli hale getirebilir. Uzmanlar, hafif düzeydeki kaygının sorunlarla başa çıkabilmeyi sağladığını ve genellikle geçici olduğunu belirtiyor.

Ancak, aşırı stres veya kaygı durumunda vücut ve zihin mekanizmalarının fazla çalışması sonucunda çarpıntı, terleme, titreme, gerginlik gibi belirtiler görülerek kaygı bozukluğundan söz edilir.

Kaygı bozukluğunu tanımlayan Uzman Klinik Psikolog Ayşe Nur İlbak Orhan, kaygı ve kaygı bozukluğu arasındaki farkın önemine dikkat çekti. Kaygı belirtileriyle başa çıkmak için aşağıdaki ilaçsız yöntemler önerilir:

HAYATİ BİR İŞLEV

Kaygı, insanın varoluşundan bu yana geliştirdiği evrimsel bir tepkidir. Tehditlere karşı uyarır, tetikte tutar ve olası zararlardan korunmayı sağlar. Dolayısıyla kaygının hayati bir işlevi vardır.

NEDEN ÇOK YAYGIN?

Kaygı, günümüzde sıkça kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Bu durumun toplumda artan kaygıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ancak, kaygının ne zaman destek alınması gerektiği konusunda bilgi sahibi olmak önemlidir.

Uzman desteğiyle kaygının kaynağı araştırılmalıdır. Kişi, kaygı hislerine yenik düşmüşse, psikoterapi ve gerektiğinde ilaç tedavisi de dahil olmak üzere profesyonel yardım almalıdır.

YÖNETMEYİ ÖĞRENİN

Kaygıyla mücadele etmek için iç kaynaklarımızı keşfetmek önemlidir. Fiziksel aktivite, duygusal destek, planlı hareket etme, kafein alımını azaltma, sağlıklı beslenme, ekran süresini sınırlama ve sanatla ilgilenme gibi yöntemler kaygıyı azaltmada etkili olabilir.

Kaygıyla başa çıkmak, hayatınızı kontrol altına almak demektir. İçsel kaynaklarınızı keşfedin ve kaygınızla barışık bir yaşam sürün.

Related Posts

Milyonlarca kadının yaptığı hata: “Menopozdandır” deyip geçtiği belirti, beyin tümörü çıktı

Uzmanlar, menopoz dönemindeki kadınları sıkça yaşanan bir hata konusunda uyarıyor: Unutkanlık veya “beyin sisi” gibi belirtileri asla hafife almayın. Çünkü bu “normal” kabul edilen durum, 52 yaşındaki bir annede olduğu gibi, aslında çok ciddi bir beyin tümörünün ilk sinyali olabilir.

Antibiyotiğe dirençli bakteri hızla yayılıyor! Avrupa’da 11 ülkede görüldü

Yapılan yeni bir araştırma, antibiyotiğe karşı dirençli olan yeni bir MRSA türünün Avrupa’da en az 11 ülkede görüldüğünü ortaya koydu. Bu türün 2019 yılında dünya genelinde 100 binden fazla kişinin ölümüne yol açtığı biliniyor.

Keneyi çıplak elle çıkarttı: Kabusu yaşadı!

Cenaze için gittiği Sivas’ta keneye maruz kalan 17 yaşındaki Eyüp Can Karapınar, İstanbul’a döndükten sonra Kırım Kongo Kanamalı Ateşi teşhisiyle yoğun bakımda tedavi altına alındı. Zorlu süreci atlatan genç, “Her şey sıfırdan başlamış gibi” derken, uzmanlar çıplak elle kene çıkarılmaması konusunda uyardı.

Dermatoloji Uzmanı Nazmi Geyik: Güneşten kontrollü ve bilinçli şekilde yararlanmak önemli

Dermatoloji Uzmanı Nazmi Geyik: Güneşten kontrollü ve bilinçli şekilde yararlanmak önemli

Uzmanı uyardı: Kalp sağlığınız için ‘tadımlık’ et tüketin!

Yaz aylarına denk gelen Kurban Bayramı’nda et tüketiminde aşırıya kaçılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Bilal Boztosun, özellikle kalp ve damar hastalarının bu dönemde beslenmelerine özen göstermesi konusunda uyarılarda bulundu.

Uzun süre oturmak beyninizi küçültüyor olabilir

ABD’de yapılan yeni bir araştırmaya göre, uzun süre oturmak yalnızca fiziksel sağlığı değil, beyin yapısını da olumsuz etkiliyor. Araştırmaya göre, günlük egzersiz yapılması bile bu etkiyi tamamen ortadan kaldıramıyor.